Olagan seyler.. (Fenerbahceli @ SD, CA)
27/10/2011 Yorum bırakın
Sabah kalktim ve disari baktim, hersey harika gozukuyordu. Yaklasik bir haftalik parcali bulutlu havadan eser yoktu, sabah sisinden bile.. Tabletimi actim, günlük hava durumunu kontrol ettim, günün geri kalanindaki tek degisim havanin sicakliginin artacak olmasiydi.. Harika!
Kahvalti yapildi, sofra toplandi ve sira giyinmeye geldi. Cekmece özenle acildi, icinden ayni özenle, buraya gelirken yanimda getirdigim, sevgili üstad Okan’in ince düsünülmüs “Teşekkür” hediyesi Fenerbahçe formasini cikarip yatagin üzerine koydum. Bu renkleri görmeyeli uzun zaman olmustu. Enerjime enerji katmis, gözlerimin rengini degistirmisti. O’nu giymenin tam zamaniydi..
Okula gittigimde klasik BJK ve GS(?)lilerin “yenilceksiniz” tavriyla karsilastim tabiki. Bugune kadar en cok yenildikleri takima karsi bu tavri sergileyebilmelerinin sebebini halen anliyamiyorum ama sanirim kafalarinda BJK ve GS birlik olunca Fenerbahce’nin daha fazla yenilmis oldugunu hesaplamis olmalilar..
Bugun pek ders havamda degildim, mac oncesi twitter‘a baktim biraz, ortalik sakin. Firtina öncesi sessizlikte olabilir, suphecilikte olabilir, kimbilir..
Yerel saat ile 10:45 oldugunda telefondan maci actim. 1-0 geride oldugumuzu gorunce pek sasirmadim, cok beklemedigim bir durum degildi. Alex golünü attiginda ise dersin ortasinda yerimde nasil bir tepindiysem Chuck’la (sevgili ogretmenimiz) aramizda soyle bir diyalog gecti:
C: Haktan do you have a question?
H: Nope..
C: Everything is OK?
H: Yeap.. almost perfect..
C: Game?
H: Yeap.. 🙂
C: Soccer?
H: Yeap..
C: You won?
H: Not yet 🙂 1-1
C: OK, Good luck! 😉
Ben ilkokul dahil, hayatimin hicbir döneminde Fenerbahce ve rakipleri konusunda kimseye satasmadim, bunu beni yakin taniyanlar bilir. Kendi isime bakar, aldigim puana sevinir, kaybettigim puanlar icin üzülürüm. Rakibin ne yaptigi da pek umrumda da degildir, rakip sonucta, beni pek ilgilendirmez. Macin 2-2 bitmesinin ardindan okuldaki hicbir anti-Fenerbahçeli futbol konusmadi. Twitter’a bir göz gezdirdim, bir kac anti-Fenerbahçeli kaybettikleri iki puana üzülmek yerine yine herzaman yaptiklari gibi Fenerbahçe’ye söyle ceza gelsin, yok kapimizi kirdilar, yok beraberlige sevindiler… Ya arkadaslar mac baslamadan yapmis oldugunuz tacizi anliyabilirim ama mac bitmis, kaybedilen iki puana üzülmek yerine
bizimle ugrasmaya devam..
“Beraberlige sevinen Fenerbahçeliler” zavalliligina gelince, O’nuda anlatiyim:
Bir kulüp düsünün;
Sampiyon olmus, UEFA, Sampiyonlar Ligi’nden diskalifiye etmis (Sucu yargi mercihleri tarafindan onanmadan),
Yayinci kurulus ve UEFA hak edilen parayi lig ikincisine ödemis,
Sorusturma sürecindeyken Baskani medya ve cakma yargi sistemi tarafindan “Suçlu” ilan edilip katil gibi hapse atilmis ve boy boy resimleri yayinlanmis,
Küme düsürülmesi dile getirilmis,
Küme düsürülmesi icin dilekce vermis,
Hak edilen paralari alamadigi icin, maddi dengesi bozulmus,
Bozulan dengeyi rahatlatabilmek adina transfer yapamamis,
Degerli futbolcularini satmis,
Transfer ettigi futbolculara baski uygulanip yurt disina kacirilmis,
Gereksiz sekilde seyircisiz mac cezasi uygulanmis (bilen bilir bu ceza bir tek bizim ülkemizde var),
Son dakika hareketi ile “Derbilere deplasman taraftari alinmayacak” karari cikartilmis,
Taraftari joplar, biber spreyleri ile emniyet gücleri tarafindan tahrik edilip hirpalanmis,
Bunlarin karsisinda taraftarinin inanilmaz derecede hizli ve kuvvetli sekilde kenetlenmesini saglamis bir kulüp, Fenerbahçe..
Bu yoklukta birakinda deplasman derbisinden puan aldigimiz icin sevinelim..
Yoksa sizde biliyorsunuz; Beşiktaş’tan 3 puan alsak bile sevincek kulüp degiliz biz…