San Diego Zoo

Evet, itiraf ediyorum: Ilk defa bir hayvanat bahcesine gittim. Belki kucukken gitmis olabilirim. Cunku soyle bir gecmis anilarimi yokladigimda bizim Izmirli fil Bahadir’i gorur gibi oluyorum. Dedigim gibi emin degilim ve sanirim sonsuza dek bu sekilde kalacak. Gerci bir iki kere Izmir’deki Dogal Yasam Parki’na gitmek istemistim, geceden vakit kalmamisti gunduze. O yuzden; ilk defa bir hayvanat bahcesine gittim..

San Diego Zoo’yu bilen bilir. Dunya’nin en unlu hayvanat bahcelerinden birisidir. 800 cesitten 4000 hayvan barindiriyormus. Fazlasiyle temiz, bakimli. Iceride bastiracak acliginiza karsi cafeleri, ese dosta bisi goturmessek olmaz‘lardansiniz da hediyelik esya dukkanlarini bulabilirsiniz. Icki de icebilirsiniz (Pasaport’unuzu yaninizda goturmeyi unutmayin, yoksa limonata da guzel bir secenek olabilir). Kisacasi  kamerani-kap-gel-yeter yerlerden birisi.

Zoo’nun icinde turlar var. Ufak yer degil. Isterseniz otobusle geziyorsunuz, isterseniz teleferikle.. Yayan gezmeden olmaz. Tahminen 3 saat icerisinde keyifli bir sekilde acele etmeden bitirirsiniz. Ama fotograf cekmeyi seviyorsaniz ve ani yakalamak istiyorsaniz tum gun sizin.

Iceride San Diegolu bir abimizle sohbet etme firsatim oldu. Elinde benim kameradan ama uzerinde 100-400 mm objektifle. Kaca aldigini sordugumda hikayesini kisaca soyle ozetledi;

“Nafaka ile aldim. 17 senelik esimden ayrildim. O erkek arkadasini aldi, bende 50bin$”ini. Iyi bir anlasmaydi :)”

Neyse,

Girince hemen anime haritalardan alin (Ucretsiz). Hem hangi hayvanin nerde oldugunu, hemde sizin nerde oldugunuzu kestirebilmeniz acisindan onemli. Durum biraz ironik aslinda. Dusunsenize, hayvanat bahcesi haritasinda kendinizi ariyorsunuz?.. Cok karisik olmasa da kaybola bilme ihtimaliniz var. Ama Turkuz, bize birsey olmaz kafasiyla da hareket etmemek gerekli.

Girince sagdan baslayin, Koala. Gordugum en tatli yaratiklardan birisi. Genelde uyur haldelermis. Okaliptuslari sindirebilmek icin enerjiyi ancak bu sekilde sagliyabiliyorlarmis. Konuyu sirin hale getirmek icinde “Koala’lar cok okaliptus yemekten sarhos oluyorlar” yazmislar.

Bu hayvani bilen bilir.Cizgi film kahramanim benim..

Bildigimiz fil. Lost’taki enteresan yapilara benzeyen kuleciklere yaslanip popolarini kasiyorlar.

Boyle oyun oynadiklarina bakmayin. Bakicisi o sirada iceride magaralarini duzenliyordu. Bakici hanimefendi “Stay” dedigi anda kosmayi birakip goz temasi kurdular. Bu tip kucuk seylere hep sasirmisimdir ama insana bile “dur” dediginde durmuyorken bunu yabani sayilabilecek bir hayvanin yapmasi, saskinligimi hakli cikariyor.

Su Samuru ve maymun ayni kafeste yasayabiliyormus.

Kutup Ayisi. Sicaktan bunalir, yuzmeyi sever. Havuc favori atistirmaliklarindan. Insanla ic ice (yada beni kendisine yakin gordu..)

Bircok kucukbas hayvanin yani sira, kanatlilari ve surungenleri de gorebilirsiniz. Kimi kanatlilar ozgurce ucabiliyorken (rengarenk korsan papaganlari gibi), kimileri kapali tutuluyor.

Tum resimleri koymak imkansiz. Size de gezip gordukten sonra paylasacak birseyler birakmak lazim 🙂

01/12/11 – San Diego Zoo

Olagan seyler.. (Fenerbahceli @ SD, CA)

Sabah kalktim ve disari baktim, hersey harika gozukuyordu. Yaklasik bir haftalik parcali bulutlu havadan eser yoktu, sabah sisinden bile.. Tabletimi actim, günlük hava durumunu kontrol ettim, günün geri kalanindaki tek degisim havanin sicakliginin artacak olmasiydi.. Harika!

Kahvalti yapildi, sofra toplandi ve sira giyinmeye geldi. Cekmece özenle acildi, icinden ayni özenle, buraya gelirken yanimda getirdigim, sevgili üstad Okan’in ince düsünülmüs “Teşekkür” hediyesi Fenerbahçe formasini cikarip yatagin üzerine koydum. Bu renkleri görmeyeli uzun zaman olmustu. Enerjime enerji katmis, gözlerimin rengini degistirmisti. O’nu giymenin tam zamaniydi..

image

Okula gittigimde klasik BJK ve GS(?)lilerin “yenilceksiniz” tavriyla karsilastim tabiki. Bugune kadar en cok yenildikleri takima karsi bu tavri sergileyebilmelerinin sebebini halen anliyamiyorum ama sanirim kafalarinda BJK ve GS birlik olunca Fenerbahce’nin daha fazla yenilmis oldugunu hesaplamis olmalilar..

Bugun pek ders havamda degildim, mac oncesi twitter‘a baktim biraz, ortalik sakin. Firtina öncesi sessizlikte olabilir, suphecilikte olabilir, kimbilir..

Yerel saat ile 10:45 oldugunda telefondan maci actim. 1-0 geride oldugumuzu gorunce pek sasirmadim, cok beklemedigim bir durum degildi. Alex golünü attiginda ise dersin ortasinda yerimde nasil bir tepindiysem Chuck’la (sevgili ogretmenimiz) aramizda soyle bir diyalog gecti:

C: Haktan do you have a question?
H: Nope..
C: Everything is OK?
H: Yeap.. almost perfect..
C: Game?
H: Yeap.. 🙂
C: Soccer?
H: Yeap..
C: You won?
H: Not yet 🙂 1-1
C: OK, Good luck! 😉

Ben ilkokul dahil, hayatimin hicbir döneminde Fenerbahce ve rakipleri konusunda kimseye satasmadim, bunu beni yakin taniyanlar bilir. Kendi isime bakar, aldigim puana sevinir, kaybettigim puanlar icin üzülürüm. Rakibin ne yaptigi da pek umrumda da degildir, rakip sonucta, beni pek ilgilendirmez. Macin 2-2 bitmesinin ardindan okuldaki hicbir anti-Fenerbahçeli futbol konusmadi. Twitter’a bir göz gezdirdim, bir kac anti-Fenerbahçeli kaybettikleri iki puana üzülmek yerine yine herzaman yaptiklari gibi Fenerbahçe’ye söyle ceza gelsin, yok kapimizi kirdilar, yok beraberlige sevindiler… Ya arkadaslar mac baslamadan yapmis oldugunuz tacizi anliyabilirim ama mac bitmis, kaybedilen iki puana üzülmek yerine
bizimle ugrasmaya devam..

“Beraberlige sevinen Fenerbahçeliler” zavalliligina gelince, O’nuda anlatiyim:

Bir kulüp düsünün;
Sampiyon olmus, UEFA, Sampiyonlar Ligi’nden diskalifiye etmis (Sucu yargi mercihleri tarafindan onanmadan),
Yayinci kurulus ve UEFA hak edilen parayi lig ikincisine ödemis,
Sorusturma sürecindeyken Baskani medya ve cakma yargi sistemi tarafindan “Suçlu” ilan edilip katil gibi hapse atilmis ve boy boy resimleri yayinlanmis,
Küme düsürülmesi dile getirilmis,
Küme düsürülmesi icin dilekce vermis,
Hak edilen paralari alamadigi icin, maddi dengesi bozulmus,
Bozulan dengeyi rahatlatabilmek adina transfer yapamamis,
Degerli futbolcularini satmis,
Transfer ettigi futbolculara baski uygulanip yurt disina kacirilmis,
Gereksiz sekilde seyircisiz mac cezasi uygulanmis (bilen bilir bu ceza bir tek bizim ülkemizde var),
Son dakika hareketi ile “Derbilere deplasman taraftari alinmayacak” karari cikartilmis,
Taraftari joplar, biber spreyleri ile emniyet gücleri tarafindan tahrik edilip hirpalanmis,
Bunlarin karsisinda taraftarinin inanilmaz derecede hizli ve kuvvetli sekilde kenetlenmesini saglamis bir kulüp, Fenerbahçe..

Bu yoklukta birakinda deplasman derbisinden puan aldigimiz icin sevinelim..

Yoksa sizde biliyorsunuz; Beşiktaş’tan 3 puan alsak bile sevincek kulüp degiliz biz…

image

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın